De Omnibus Dubitandum

Hemofili Hastasının Motosikleti

 140,00

5 adet stokta

Kategoriler: , , Etiketler:

Açıklama

12×18 cm
64 s

Tom Andrews ve Hemofilinin Motosikleti
-Michael Norton

Bir alanda çığır açan kimseler, nadir olarak kalıplara sığarlar, soyundan gelenler tarafından geriye dönük olarak öyle kabul ediliyor olsalar bile. Bu, diğer alanlar da olduğu gibi engelli edebiyatında da geçerlidir. Susan Schweik ve Michael Davidson gibi akademisyenlerin sayesinde, Josephine Miles ve Larry Eigner, artık engelli şiirinin öncüleri kabul edilseler de, iki şair de 1980’lerde ortaya çıkan engelli edebiyatının ilk antolojilerine dahil edilmemiş, ve yalnız Eigner, bu antolojilerin en yeni ve en ünlü muadili, Kenny Fries’ın Staring Back kitabında kendine yer bulmuştur. Tom Andrews’un şiir sanatı da kendini aynı durumda bulmaktadır.

Andrews’un en önemli kitabı “Hemofilinin Motosikleti”, 1994’te piyasaya çıkmıştır, ancak kitabın iki başlıca şiiri, daha önceleri; “Kanawha İlahisi” 1990’da, Engelli Amerikanlar Yasası yürürlüğe girmeden önce, “Hemofilinin Motosikleti” ise 1992’de, yayınlanmıştır. Andrews, ölümünden sonra 2002’de yayınlanan “Random Symmetries” başta olmak üzere, başka heyecan verici şiir kitapları üretmiş olsa da, engelli şiirine bir tür olarak gerçek katkısı Hemofilinin Motosikleti ile başlamıştır.

Hemofilinin Motosikleti’nde, Andrews hem hemofiliyle geçirdiği kendi hayatını, hem de diyalizle yaşayıp ölmüş büyük kardeşinin hayatını keşfe çıkmaktadır. Kitap, türün takipçisi engelli şairler için çok önemli bir tema olan, tıp müessesesinin hegemonyasına karşı duyulan güvensizliğin birkaç belirtisini içermektedir. Kodein Günlüğü’nde şunları yazmaktadır:

Hematoloğuma gençken motokrosta yarıştığımı, ki gerçekten Gallipolis, Ohio’daki bir yarışa katıldığımı, yarışa ilk sırada başladığımı ve ilk etapta kaza yapıp yirmi kadar motorsikletin üstünden geçtiğimi söylediğimde, bana, “Hayır. Senin faktör seviyenle sanmıyorum. Üzgünüm, ama kafa yaralanmalarını atlatamazdın. Dramatik olduğundaki sesini duymayı seviyorsun” demişti.

Yine de, Andrews’un eserinin büyük bölümünde, doktorlar kendine yer bulamaz. Kendisinin ve kardeşinin altında yaşadığı fiziksel gerçeklerse tam aksine oradadır. Kanawha İlahisi’nde şöyle yazmaktadır:

Makine homurdanıyor eski bir şikayet gibi.
Kardeşimin şantı, tüpten bir kol yeni, kan sarmaşıkları
tüm odayı karışlıyor, kızıl bir kafes gibi
damarlarla.

Bu gerçekler, Andrews’un, kendisinin genelde başkaları ve hatta toplum tarafından nasıl görüldüğüne odaklanmak yerine, kendi hayatının anlamını aramaya doğru iter. Engeliyle alakalı kaygısı biçimden çok işlev üzerinedir. Bu sebeple, hemofilisi, onu, kendi hayatının gelip geçici doğasına dair devamlı bir farkındalıkta tutsa da, o, bu durumu kendisinden daha büyük bir şeye bağlamayı aramaktadır. Şair Charles Wright, Andrews’u “Öğretmenliğini yaptığı gelmiş geçmiş, en doğal yetenekli şair” olarak nitelendirmiştir, ve, gerçeği söylemek gerekirse, Wright’ın kendi vizyonunun ufukları Andrews’un şiirlerinde hissedilmektedir. Şairliği boyunca, George Herbert, Mezmurlar Kitabı, Tao The Ching, Mandelstam gibi diğer insanların yapıtlarını keşfederek o gerçeklikleri kendi gerçekliğiyle bir araya getirmiştir.

Bu yaklaşım, Andrews’un, azınlık hakları ve sosyal inşa üstüne kurulmuş bir alanla ilgili yüzleştiği en öncelikli sorunları açığa çıkarmıştır: şiirleri baştan sona dinidir. Bahanesi olmayan bir yazar müdahelesiyle, birinci ağızdan araya girip hemen, dini şiirlerin bir takipçisi olmadığını kabul edeceğim. Çoğunluğu kötü şiirler ve daha da beter dini yaklaşımlardan oluşur, ancak Andrews’un eserleri, Donne, Hopkins ve özellikle Christopher Smart gibi yazarların şiirlerine rahatlıkla ayak uydurmaktadır.

Kitabındaki başlıca iki şiir, Hemofilinin Motosikleti ve Kanawha İlahisi, oldukça açık bir şekilde ilahilerdir. Kitaba ismini veren şiir, şöyle başlamaktadır:

Yüce İsa Mesih hemofilinin motosikletini kutsasın,
arazi lastiklerinin kokusunu,

Benzine karışmış Bel-Ray yağını, yeni fren ve debriyaj kablolarını ve
gidonun kabzasını,

WD40’a bulanmış motosikletin tamamını (pası önler,
motoru parlatır)

O, hayatımı basitleştiren karmaşık kokunun, ruhun vazifesini
yerine getirdiğini buyursun,

Sonrasında, Smart’ın ruhunu bile çağırmaktadır, “Dinliyorum, annemin Christopher Smart gibi karolardan örülü zemine diz çökmüş.”. İlahi yapısını seçmiş olmasıyla, şiirleri bir yakınma, itiraz, ya da siyasi bir tahkir değil, ancak, hayatına dair bir anlayış ve neşedir. Bunun sonucunda, hemofiliyle yaşamaya dair birçok analoji, Hemofilinin Motosikleti’ne hakim durumdadır. En merkezde olan analoji, bir motosikleti sürmek üzerinedir: “Motorla birlikte çalış. Onunla savaşma.”. Ve “Her değişiklikte yola uyum sağla. Alternatif istikametler için tetikte ol.” İkinci büyük analoji kardeşinin diyalize akan sıvıları ve pencerenin dışında geçip giden Kanawha Nehri’nin akışı üzerinedir. Son analoji ise hayatının öz kaçınmalı rastgele hareketler isimli matematik kavramıyla ilişkisi üzerinedir. Tüm bunlarda, bireysel bir hayatın akışı ve şans eseri doğasına odaklanmaktadır.

Böylesine bir bireysellik postmodern edebiyatın hassasiyetleriyle uyuşmuyor gözükebilir, ancak bu, kendilerini çıkmazda bulmuş, günümüz engelli yazarlarına bir çıkış yolu sağlayabilecek birçok yaklaşımı ciddi bir şekilde keşfedebilmiş olmasını sağlayan, o hassasiyetlerin büyüsü altında olmaması sayesindedir. İlk yaklaşımı, insanı varoluşsal bir özne olarak kabul etmesidir. Kısa şiiri Ars Poetica’da şunları söylemektedir:

Ölü, yaşayan uğruna bir filika demiriyle suyu tarıyor.
Filika demiri devasa. Bir andaysa minicik kalmakta.
Aniden kişinin sesi önemsiz bir naaşa dönüşüp düşüyor
kumlar ve otlar boyunca, çılgınca tutunmaya çalışmakta…

İkinci yaklaşımı, engelliliğe Doğu düşünce geleneğinin gözleriyle bakmasıdır. Bilgim dahilinde, Brian Teare dışında, başka hiçbir şair bu olasılığı keşfe çıkmamıştır. Andrews, “Hastanede Tao Te Ching’i Okumak” şiirinde, en belirleyici varlığa doğru, o yönde küçük adımlar atmıştır. Andrews’un kuantum fiziği ve matematiğe olan ilgisiyle beraber doğu düşüncesine doğru meyleden dürtüleri, onu engelli şairler arasında benzersiz bir ses yapmıştır.

Tom Andrews okunmayı hak eden bir şairdir. Onun şiirleriyle ilgilenecek kadar şanslı olanlar için, Andrews’un eserlerinin bir numunesi, bu sonbaharda, Jennifer Bartlett ve Sheila Black tarafından düzenlenip Cinco Puntos Press tarafından basılacak olan, Beauty is a Verb: New Poetry of Disability isimli bir antolojiyle hayata dönecek. Antoloji, okuyuculara Hemofilinin Motosikleti’nin tüm halini ve Kodein Günlüğü’nden büyük bir seçkiyi okuma şansı sunuyor. Antoloji, eşit derecede önemli olarak, Andrews’un, kendi engelleri hakkında yazan, Teare dahil, diğer şairlerin bağlamında, yerini bulmasına yardım edecek. Antolojinin, Andrews’un diğer kitaplarının tekrar basılmasını harekete geçirmesini hiç beklemesek de, belki, okuyucuların, Andrews’un kitaplarını, yerel kitapçılarda aramasına veya kitap satış sitelerinin tozlu arka raflarından kurtarmasına teşvik edecektir.