De Omnibus Dubitandum

Nora Guthrie [babası] Woody Guthrie’yi Anlatıyor

 117,00

9 adet stokta

Kategoriler: Etiketler: ,

Açıklama

15x20cm 60s.

Yayına hazırlayan Şenol Erdoğan
Türkçeye çeviren Nihan Şakar

7 Ekim 2010 gibi şimdiki zaman çokça yakın tarihte yapılan bir görüşmenin belgesi bu değer.
Ağlatabilen -güldüre de bilen, değerli kızı tarafından canlı bir anlatının transkiripsiyonu olan çabamız sizi de ağlatıp güldürebilir.
Bolca Woody eşliğinde! ELBETTE ELBETTEEE!

Muazzam bir tarihin muazzam bir anlatısı. Muazam bir sohbet!

WOODY GUTHRIE;
Kendi neslinden başka kimse yokken o oradaydı.

“Babam ve Ramblin’ Jack Elliott, Cisco Houston, Sonny Terry, Pete Seeger gelirdi, Dylan uğrardı, Phil Ochs ve o zamanlar çevrede olan bu tür tüm insanlar gelirdi.”

“Koşullar gerçekten kötü olsa bile dışarı çıkıp yolunuzu oluşturmak için bir dereceye kadar kendinizi sevmelisiniz.”

“Woody’nin şarkıları gerçekten şiirseldi. Sadece şarkı sözlerine bakıp herhangi bir müzik olmadan yüksek sesle okursanız, çok ama çok şiirseldirler.”
“Woody, Blues konuşmakta ustaydı. Blues konuşmak, rap müziğin atasıdır.”

Yani, günlük işlerde çalışıyordu. Bir pansiyonda oda temizliğinde çalıştı. Temelde Pampa’da bir veya iki yıl boyunca tuhaf işler yaptı. “Kök birası” satan bir tezgâhta çalıştı. Tezgâhın altında her zaman şişeler olurdu. Adam ona, “Biri gelip kök birası isterse, tezgâhın altından verirsin” dedi. Biraz geriye dönmeliyim; petrolün patlama yapması sayesinde Okemah’ta çok ama çok farklı karakterle ve farklı türden insanlarla tanışmıştı. O küçük bir çocukken Okemah, tarlalarda pamuk yetiştirilen hareketsiz bir çiftlik kasabasıydı. Daha sonra, 8, 9 veya 10 yaşlarındayken, burası bir petrol şehri haline geldiğinde, her türden insan birdenbire bir gecede Okemah’ta toplanmıştı. Petrol kazıcılarından petrol sahalarında çalışan insanlara. Oldukça kaba, sert ve kabadayı bir gruptular. Çadırlarda yaşayarak petrol bulunan bir bölgeden başka bir petrol bulunan bölgeye göç ettiler. Böylece bir gecede bu küçük sakin Okemah kasabasını çevreleyen 5.000 çadır oldu ve ardından bunları salonlar, barlar, fahişeler, pezevenkler ve kumarbazlar takip edecekti. Biliyorsun, bu tamamen parayla ilgili. Hayatındaki diğer türden karakterlere erken maruz kaldı. Çok genç olduğu için, onlar hakkında yargılayıcı olmaktan çok, onları merak ettiğini tahmin ediyorum. Daha çok kim oldukları ve ne yaptıklarıyla ilgileniyordu. Bu yüzden, çok küçük bir çocukken tüm farklı renkleri -en iyiden en kötüye kadar- oldukça geniş bir insanlık görüşü olarak görme fırsatı buldu. Okemah’tan birkaç mil uzakta, ilgisini çeken, ağırlıklı olarak Afrikalı-Amerikalı bir topluluk olan bir kasaba vardı. Okemah’ta yer alan Ku Klux Klan ve o bölgede meydana gelen linç olayları hakkında hikayeler duymuştu, bu yüzden pek çok şeyin farkındaydı. Bence sadece petrolun patlaması durumu bile bu çocuğa gerçekten çok fazla bilgi sağlamıştı. Her şeye bakarak sokaklarda yürüyordu. Böylece Pampa’ya geri döndüğünde, bu dünyada geçimini sağlamak için her türlü işi yapan her türden insan olduğu anlayışını da yanına aldı. Gerçekten ilgilendiği şeylerden biri de -babasının etkisine geri döneceğim, okumaktı, yani kitaplara olan ilgisi. Müziğe girmeden önce Pampa’da yaptığı ilk şey kütüphaneye gitmekti. Orada onu yürekten çeken harika bir kütüphaneci vardı. Okula gitmediğini fark etmişti ve onu eğitmeyi kendine görev edindi. Onu kitaplarla dolduracaktı. Kütüphaneden 10-15 kitapla çıkar ve bir hafta sonra her birini okuyarak geri gelir ve daha fazlasını isterdi. Bu yüzden eğitimliydi – kitap eğitimi aldı, ama aynı zamanda dünyevi eğitim. Sonra ailesiyle birlikte müzik devreye giriyor ve ardından 18 yaşlarındayken kendi müzik yapmaya başlıyor.