De Omnibus Dubitandum

OKULT ANTOLOJI

 333,00

Açıklama

ARŞİV SERİSİ
15x20cm, 336s.

tohumu ektik. hasat çoktan bitti.
şimdi tevhid/birlik vakti.
kurşun döken neneler ve teyzeler çağına mı aitsin yoksa Leary ve Crowley’in kokain çağına mı!
hurafe ve bilgisizlik mi senin yolun
yoksa gerçek misin: hislerin var mı yani!

18 kitabımız tek büyük bir büyü dahilinde tekbir olup kalça sallıyor, kan akıtıyor, çalılıklara götünü siliyor
sen neysen bu o.

içeri almadığımız şeyler var onlarda kişisel büyümüzün parçaları -arşiv içeriği şu şekilde:
–Dzyan Stanzaları
H.P. Blavatsky
–Büyük İkon
Brion Gysin
Yaşamı ve Büyüsü
Michael Goss
–Gary Lachman
Cadıların Zamanı
–MARJORIE CAMERON
KIZIL CADININ HAYATI
Brian Butler
–Genesis Breyer P-Orridge
William S. Burroughs ve Brion Gysin’in Tüm Metotları
–Gizli Topluluklar
Tracy Twyman
–Büyülü Blitzkrieg: Hitler ve Okült
Peter Levenda Röportajı
–inisiyasyon
Phil Hine
–İradenin Buyurduğunu Yap
Aleister Crowley Üzerine Altı Ders
Tim Maroney
–Julius Evola
Okült Savaş
Modern Dünya’ya Karşı İsyan İçin Hazırladığı
Savaş Kılavuzu
–Michael Moynihan
Julius Evola’nın Modern Dünya’ya Karşı İsyan İçin
Hazırladığı Savaş Kılavuzu
–Metafiziksel Antropoloji
KİM VAR ORADA
WILLIAM BURROUGHS
& SIR ERNEST SHACKLETON
John Geiger
Robert Anton Wilson
Timothy Leary & Aleister Crowley
–Austin Osman Spare
Nevill Drury & Genesis Breyer P-Orridge
–Paul Laffoley
MEMENTO MORI
Ölmek Zorunda Olduğunu Hatırla
–Teori Ve Pratikte Büyü
Pop Magic!
Grant Morrison
–Witchcraft: Gizli Tarih
Tau Allen Greenfield

İnancın geleneksel teolojik kategorileri olan:
Teizm,
Ateizm,
Nonteizm,
Sinkretizm,
Skeptisizm,
Animizm,
Politeizm,
Agnostisizm (dogmatik yahut metodolojik) artık geçerli değil.
Önce Mainländer,
sonra Nietzsche, Sarte
ve son olarak da 1960larda Thomas Altizer ve William Hamilton’ın radikal teolojisiyle sundukları 19. yüzyılın “Tanrı Öldü” pozisyonu, gerçek sekülerizm periyotlarının otantik mistisizm dirilişleri için gerekli olan gübre olduğunu gözden kaçırıyor.
Aslen Philipp Batz olarak doğan, Arthur Schopenhauer’in (1788-1860) Neo-Budizmi’nin yandaşlarından olan Alman filozof Philipp Mainländer (1841-1876) temel eseri The Philosophy of Redemption’da (1876)
evrenin Tanrı’nın ölümüyle başladığını, zira Tanrı’nın birlik prensibi olduğunu ve varlık çokluğuna parçalandığını söyler.
Bu yüzden Tanrı’nın aynı zamanda kötülük ve acının (bizim dünyamızın) sonsuz dağılım diyarının sonucu olarak düzgün tamamlanma ve ifade bulamayan bir neşe olduğu iddia edilir.
Tanrı’nın baştaki birlik ve neşesinin anısı yalnızca yokluğun varlıktan önce olduğu insan farkındalığında yer alır. İnsanlar bu farkındalığın imaları üzerine ya kendilerini sürdürmeyi reddedip -ya da varlıklarını intiharla sonlandırarak kafa yorduklarında kefaret devirlerini tamamlamış olurlar.
19. yüzyıl Avrupası’nı istila etmiş ahlaki “hastalık”ın “tedavi”si olarak görülen, neredeyse nihilizmin Neo-Gnostik efsanesi olan bu düşünceye yalnızca kısmi olarak Nietzsche’nin vecd ile değerlerin yeniden belirlenmesinden kaynaklı evet-demek düşüncesi tarafından karşı çıkılmıştı.
Değerlerin yeniden belirlenmesi konseptini zaman deneyimi ve zamanın koca devirleri sürdüren içeriğinin bengi dönüşü teorisine dayandırıyordu.
De Rerum Natura’nın yazarı, Romalı şair-bilim adamı Titus Lucretius Carus (99-55 BCE) gibi evrenin sonsuz olduğuna, ama olası konfigürasyonlarının sınırlı olduğuna inanılırsa evrenin mevcut konfigürasyonunun gelecekte yaşam enerjisi ölüm enerjisiyle aralıksız hale gelene kadar tekrar edeceği sonucuna varılır.