De Omnibus Dubitandum

SOHBETLER

Kategoriler: , , Etiketler:

Açıklama

YENİ EDİSYON BASKISI YAKINDA!

Bey Külliyatı’mızın 3. kitabı.


random:

Doğru, ben diyorum ki, şu anki durumda geçmişi ve -yirminci yüzyılda solu belli açılardan etkilemiş olan- geçmiş modellerden ilham almayı reddetme ideolojik oyununu oynamamıza gerek yok. Esasen, artık Paleolitik döneme kadar geri giden kendi geleneğimize dalmakta özgürüz çünkü insan ruhu neyse o, her zaman bir çeşit direniş olmuştur. Ben bunu ilk ziggurat geç Neolitik döneme gölgesini vurduğu anda kurulmuş gizli bir topluluk olarak düşünüyorum. İlk darbe, ilk devlet kurulduğu anda, elbette bir direniş olacaktı. Bununla ilgili her şeyi Gılgamış Destanı ve Babil’in Yaratıdılışı denen metinde okuyabilirsin.

AV: Bu şu alternatife yol açar: sistem çökeceğine inşa olmaya devam eder ve sonunda totaliteryanizm elde ederiz.

PLW: Bu J.G. Ballard’ın geleceği. Bunu herkesten iyi ifade etmiş olduğuna inanıyorum. Evet, sonsuz alışveriş merkezi.

Ukala görünmek istemeyerek diyebilirim ki ilhamdan geliyor. Mistik ilhamdan yani, dolaysız deneyimsel algıdan kesin olarak. Deneyimlediğim bir şey bu.

Bu büyüleyici. Alberto Santos-Dumont gibi insanlar, ilk zeplini uçuran Brezilyalı, aslında Wright kardeşleri insanlı uçuşta birkaç seneyle yenmişti. Büyük bir idealist ve egzantrikti ve sanatçı bir vizyona sahipti. Harika bir karakterdi, uçuşun dünyayı değiştireceğine, savaşa son vereceğine inanıyordu. Herkes kendisini hiçliğe bombalama kabiliyetine ulaşırsa savaş nasıl devam edebilirdi ki? Bunu anlamıyordu, ve uçakların ilk defa insanların üzerine bomba atmak için kullanıldığını görünce intihar etti. Oteline döndü ve asansörcüye “Büyük bir hata yaptım.” deyip odasına gidip kendini astı. Sonra bir de bütün o uçuş hülyası var. Bunun sihirli olduğunu düşünen onca erken dönem yazarları, hala da sihirli bir rüya. Yani şimdi uçuş konusunda neredeyiz? Hiroşima’dan sonra. 11 Eylül’den sonra. Sihirli rüyaya ait hiç bir şey kaldı mı geriye? Hayır.