De Omnibus Dubitandum

John Esam, Anselm Hollo, Tom Raworth: Haiku

John Esam

“Bu haikular görsel, zihinsel ve varoluşsal
kalp atışları üzerinden belirlenmiştir, hece sayılarıyla
değil. Bu yüzden,
Sonbahar
geçen yılın karları
artık daha yakın
“öyle gözüküyor çünkü bu kalp
atışlarını ancak sonradan baktığımda fark ettim.
Japonca bir ideogram dilidir-bu dalgaları İngilizce
çevirilerinde de görebilirsiniz.

Anselm Hollo

“… bir çoğu yakın zamana dayanıyor, hovercraft
referansları gibi & hiç biri fazla “pürist” değil
ve çoğu bir çeşit sürrealist ‘senryu’ olarak
algılanabilirler.”
Tom Raworth

“biçim sorunları
bu sınırlama içinde
bir hece bırakı…”

John Esam Garip Bir Yaşam
Orpheus’tan: Eurydice 6. Kısım

Yarım bir cümle,
Sonra buradan çekip gidiyor…
Garip bir yaşam, Anne.

Yaz günü;
ama beyaz kelebekler
ay kadar yüksekte değil.

Batı rüzgarları büküyor
bambu tüylerini dalgalardan
son dakikada.

Bir mektupta
anneannesinin saçına dokunuyor;
uçan kargalar ses veriyor.
Uyanık, hafif bir tekne
geçiyor
rüyalar boğazından…

Ölümü düşünüyorum,
Bir kedicik kuyruğunun peşinde
sabah güneşi altında.
Bir güneş banyosu
yıkıyor tarlayı;
iki kız gülüyor bir yerde.

Dalgaların arasındaki eğride
bir dağın
yaz dumanı.

İnsanlar yavaşça geçiyor
mezarların arasından
yaz sisinin içinden.

Kimim ben? Neyim
ben? Bir oduncu baltasının
sesi.

Bir korkuluk ötüyor
akşamüstü rüzgarında-
Ah-eh…

Sırtına dokunuyorum;
taş bir çan çalıyor
bir yerlerde.
Serçeler bile
daireler çiziyor,
Eski gölete dalarak.

-Issa & Basho için

Yatakta yatıyorum,
bir sigara sarıyor, ben kalıcı
olmamaktan bahsederken.

Sonbahar;
geçen yılın karı
yaklaşıyor.

Bir karga uçuyor
rüzgar gülüne ve etrafına bakıyor
bu güzel bahar akşamında.

Kurbağa bütün gün
aya zıplamayı
düşünüyor.

Anselm Hollo
17×17

otobüs sırasını geçerken
bana doğru geri bakıyor, ve diyor ki
“ama gerçekten sert bir görüntün var”

haykıran gençliklerinde
High Street anneleri tokadı kullanıyor
lolipop yöntemi

şu uçağı takip et
tabi ki kafam güzel, bu bir
acil durum

dev İskoç terrieri
Gördüğüm şeyin
Taxicab Mountain olduğunu sanıyordum

Kahverengi fotoğraf, efsane
“Sakin Keyifler” çok kötüler
boru kemikleri dağılmış geri

kükreyen hovercraft
kurbağa zıplayarak çıkıyor Solent’ten
soluk tenliyi kusuyor
gece treni ıslık çalıyor, yıldızlar
çılgın çarların altındaki
ulusların üstünde

yuvarlak hücre kitleleri büyüyor
porridge sevmek için, daha sonra
kendilerine The Supremes diyorlar

Geldiğini gördük
Şimdi kadın bir güneş doğuyor
her gün, bedelini ödüyoruz da

hanımefendi metro
jetonumu kaybettim, ayrılmalıyız
havadan bile daha hızlı

“ama bu bizim dünyamız”
küçük mavi eller ve yeşil kollar
odamda senin düşüncen

tatlı buzuki sesi
kafalar için bir başka söz dizimi
ether’e doğru giden
içinde bir iç ay
ışınları dolanmış aklımın saçlarında
tam da içeri doğru sarkıyor

ejderhaları görüntülüyorum
ince ince geçiyorlar rüyalarımdan
Carpaccio’nun çifti

yavaşça çiçek açıyor içinde
sevmenin hafıza terbiyesi,
bitmek bilmeyen sohbetler

karşı kıyıdaki dönme dolap
dönen parlayan uğuldayan, aşk
aydınlatmış kafalarımızda

şimdi onları uykuya yatır
uçan tilkiler sürüyle gidiyor
harika, şimdi kar yağışı zamanı

Tom Raworth
Haiku Yazarı Oğlum

şimdi melodi
gölgelerin deseninde
bir gölge geride

yavaş çello müziği
kadife koltuğu ittiriyor
yağmur inerken

cam katmanları
termal içinde dönüyor
onları artık kim durdurabilir?

zaman baskı altında
şafak, yeşil kelebekler
buz tabakasını geçiyor

son küllerine kadar
bir nazik olma şansı
bıçağı tutuyor

kızıl şimşeğin zilleri
rüyalardaki maymunun düzenbazlığı
uyuduğum evim
süreç tarafından takipte
dişçinin anahtar deliğinin içinde
ama fena hallettim onu

hava postası yapıştırması
yanağına çarşafı kaldırıyor
aynayı geçerken

sesin altında sesler
yürümesinden tanırım onu
yirmi bir tel titriyor

gümüş spinnet’ler
dişlerimin arasına bir saç sıkışmış
kimin? Burada değildim

isimsizlik
bulutlar sıkıca indi aşağı
aşk ve sevgiyle

balmumundan filtreli sesler
hayal gücünün kemikten
bir çember yaydığı dünya
metot ayrılıyor
sebebin derinliğini ölçüyor
çimenin durumunda

göz kapaklarından bir kalıp
şarkı amblemi altında
öksürük ve sonra düşürdü

bacakları açık binici
gözler yıldızlar gibi parlıyor
yumuşak hafif sesli harfler

amber öksürüğü
sütunların arasındaki tıkanmalar
sandalyemde bir şeyimde

biçim sorunları
bu kısıtlamalar içinde
bir hece bırakı…

Furu-ike ya
kawaku tobi-komu
mizu-no-oto
Eski gölet
kurbağa zıplıyor içine
su sesi