De Omnibus Dubitandum

JAZZ IS DEAD -16

 160,00

Kategoriler: , Etiketler: ,

Açıklama

Yaratıcı siyah deha Rahsaan Roland Kirk Jazz ve Halk Hareketi 2. baskı

Çoklu enstrümantalist ve Atlantic Records kayıt yıldızı Rahsaan Roland Kirk liderliğindeki Jazz ve Halk Hareketi, 1970’te ağ televizyon talk show’larını sekteye uğratmaya başladı. Hareket, – pratikte görünmez olanı bir kez daha görünür kılmak için – “yaratıcı siyah dehanın” sadece ülkenin televizyon yayınlarından değil, aynı zamanda kolektif tarihinden ve hafızasından silinişini de durdurmayı hedefliyordu. Ancak Rahsaan Roland Kirk ve Jazz ve Halk Hareketi, tarihçilerin “uzun süren Altmışlar”ın siyasetini tanımlamak için kullandıkları olağan kategorilere tam olarak uymamaktadır. Kirk, eşit oranda radikal, reformist ve karşı-kültürel olan- melez bir konumdaydı ve kendisini Elizabeth Jelin ve Lorena Oropeza gibi akademisyenlerin “hafıza girişimcileri” olarak adlandırdıkları şekilde biçimlendirdi – ortadan kaybolanlara veya devlet tarafından başka şekilde susturulanlara seslerini geri veren erkekler ve kadınlar. Rahsaan Roland Kirk, jazzın en önde gelen hafıza girişimcisi olarak, tam olarak devlet şiddetini ifşa etmek için değil, yaratıcı siyah dehanın Amerikan popüler hafızasında örtbas edilişini – yok oluşunu – ortaya çıkarmak için hareket etti. Bu örtbas ediliş, Amerikan ırk hiyerarşilerinin sürdürülmesine hizmet eden başka bir şiddet kategorisine – kültürel şiddete – girmektedir. Bu makale hem Kirk’ün hem de Jazz ve Halk Hareketi’nin uzun sivil haklar hareketi, Kara Güç ve karşı kültürün ilgili tarihlerindeki yerlerine kavuşturmakta ve tarihçiler tarafından sıklıkla ayrı ayrı ele alınmalarına rağmen üçünün de sahip olduğu kültürel politikaların ne kadar örtüştüğünü ve iç içe geçtiğini göstermektedir. Bu nedenle, kitap Kirk’ü, uzun 60’lar boyunca popüler müzik ve sivil haklar siyasetinin kesişimini aydınlatan önde gelen bir siyah siyasi sanatçı olarak savunmaktadır.
27 Ağustos 1970’te New York’ta The Merv Griffin Show’un bir bölümünün çekimlerinin ortasında kıyamet koptu. Griffin, Broadway oyuncusu Larry Kert’i CBS televizyon stüdyosu sahnesinde bir röportaj için kendisine katılmaya davet ettiğinde, en az elli seyirci koltuklarından kalktı ve koordineli bir sonik saldırı ile polis düdüklerini ve kaçak şekilde kayda sokulmuş diğer küçük aletleri çalmaya başladı.

Liderleri, jazz çoklu enstrümentalisti ve Atlantic Records kayıt yıldızı Rahsaan Roland Kirk, bu asi müzisyen ve arkadaş grubunu sahneye doğru yönlendirirken klarnetiyle feryat ediyordu. Şovun yapımcıları, stüdyo grubunu harekete geçirerek telaşla karmaşanın üstesinden gelmeye çalıştı, ancak isyancılardan gelen kakofoni daha da arttı. Afallayan Griffin, kaydı durdurdu ve sahneden fırladı.
Ne yapımcılar ne de Griffin, Jazz ve Halk Hareketi’nin ilk şiddet içermeyen doğrudan eylem protestosunda hedef alındıklarını ilk başta fark etmemişti. Kirk ve diğerleri CBS sahnesini doldururken (Şekil 1), birçoğu özlü sloganlar içeren tabelalar tutuyordu: “Amerikan Jazz Müziğini Onurlandırın”, “Televizyona Daha Fazla Siyah Sanatçıyı İşe Alın”, “Bu Protesto Daha Başlangıç” ve “Örtbası Şimdi Durdurun.” Öğrencilerin on yıl önce Woolworth’s ve Kress gibi ulusal zincir mağazalardaki öğle yemeği tezgahlarını kapatmasıyla aynı şekilde, yeni Jazz ve Halk Hareketi de ırkçı olarak dışlayıcı olduğu düşünülen televizyon programlarını kapatmak için şiddet içermeyen doğrudan eylemi kullanmayı amaçladı. “Örtbası Şimdi Durdurun!” sloganı, “yaratıcı siyah dehanın” yalnızca ülkenin televizyon yayınlarından değil, aynı zamanda kolektif tarihinden ve hafızasından silinmesini durdurmak anlamına geliyordu. The Merv Griffin Show grevinin hemen ardından, Griffin ve yapımcıları göstericilerle konuştu ve gösteride daha fazla siyah jazz sanatçısına yer vermeyi kabul etti.
Son yıllarda tarihçiler, jazz sanatçılarının Amerikan politik kültüründeki önemine giderek daha fazla özen göstermeye başladılar. Ancak Rahsaan Roland Kirk ve Jazz ve Halk Hareketi, akademik ilgiden büyük ölçüde kaçtı. Eric Porter, Mary Dudziak, Scott Saul, Penny Von Eschen, Ingrid Monson, Robin D. G. Kelley ve Ruth Feldstein ve diğerlerinin öncü çalışmaları sayesinde, jazz sanatçılarının, 1960’larda ve 1970’lerde medeni haklar ve Siyah Güç siyasetinin yanı sıra, – uluslararası ve yurtiçindeki – Soğuk Savaş’ta oynadığı merkezi rolleri artık daha iyi anlıyoruz.
Kirk’ü inceleyen bu az sayıdaki bilim insanı, onu 1960’ların ve 1970’lerin yeni jazz öncüsü olarak görme eğilimindeydi. Archie Shepp ve Cecil Taylor gibi sanatçılarla birlikte Kirk, genellikle Siyah Gücün kültürel bir analoğu olarak sunulan Black Arts Movement ile bağlantılıdır. Kara Sanatlar hareketiyle en çok ilişkilendirilen şair ve entelektüel Amiri Baraka’ya göre, siyah izleyiciler “kitle iletişim araçlarının “beyaz büyüsü” tarafından siyahlıklarından arındırılmıştı. Black Arts Movement ile bağlantılı olan diğer “kültür misyonerleri” gibi Kirk de bu duruma “siyah adama kültürel anlayışı geri getirmeye” çalışarak yanıt verdi. Etkileyici kitabı Audiotopia: Music, Race ve Amerika’da (2005) Kirk’e yarım bölüm ayıran Josh Kun, Baraka’nın Kirk’ü “bir çığlıkçı, jazzın devrimci bir müzik ve jazzcının bir ses devrimcisi olduğu fikrine bağlı bir jazz müzisyeni” olarak nitelendirmesini ödünç almaktadır. Kun, bazı ölçütlerle Kirk’ün bir jazz devrimcisi olarak işlev gördüğü konusunda haklıdır: Onun “siyahların özgürlüğü olarak siyah sese olan bağlılığı [italikler eklenmiştir], TV şovları örneğinde, jazzı Siyah Klasik Müzik olarak yeniden adlandırarak ve siyahların özgürlük mücadelesini müzik mücadelesi olarak yeniden seslendirmek gibi radikal alternatifler inşa ederek kültürel mülkiyetin ve ırksal baskının ideolojilerini fiziksel olarak bozmak ve dağıtmak üzere yola çıktı.” Ancak bu tür nitelendirmeler Kirk’ün hikayesinin sadece bir kısmını yansıtmakta ve onu ve Jazz ve Halk Hareketi’ni siyahların eşitliği mücadelesinin dipnotlarına, yani küçük bir Amerikan avangardını temsil eden devrimcilere indirgeme riskini taşımaktadır.
Kirk’ün marjinalleşmesi, Eric Porter’ın Jazz ve Halk Hareketi’ni bir “muhafazıcılık” tartışması biçiminde de görülebilir – Porter bu konuyu, “siyah sanatına saygı duyduğunu” ve bu nedenle “siyah klasik müziğin” anısını ve tarihini korumak için çalışan” siyah müziğin gelişimi hakkında ahlaki ve tarihsel bir vizyon” şeklinde yazmaktadır. Muhafazıcılar, bir Amerikan müzik geleneği olarak jazzın “kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya olduğundan” korkuyorlardı. Ancak Kirk, jazzı yalnızca bir Amerikan klasik müziği biçimi olarak korumayı amaçlamıyordu (örneğin eleştirmenlerin Wynton Marsalis’in Jazz at Lincoln Center’da sanat yönetmeni olarak yaptığı gibi). Aksine, yaşayan ve geleceğin jazz müzisyenleri için koşulları iyileştirmeyi umuyordu. Gerçekten de Kirk’ün müziği ve siyaseti çok değerliydi ve bilim adamlarını şaşırtacak şekilde kendi içinde çelişkiliydi.
Bu metin, Rahsaan Roland Kirk ile Jazz ve Halk Hareketi’nin tarihçilerin “uzun Altmışlar”ın siyasetini tanımlamak için kullandıkları olağan kategorilere tam olarak uymadığı önermesinden yola çıkmaktadır. Kirk bunun yerine, kendisini Arjantinli hukuk bilgini Elizabeth Jelin’in “hafıza girişimcisi” olarak adlandırdığı kişi olarak biçimlendiren – eşit oranda radikal, reformist ve karşı-kültürel – bir melez konumuna yerleştirmiştir. Latin Amerika askeri rejimlerinin acımasız taktiklerini ortaya çıkarmak için çalışan insan hakları aktivistleri hakkında yazan Jelin, hafıza girişimcilerini belirli bir “geçmişin yorumu veya anlatısının” “toplumsal tanınma ve siyasi meşruiyetini” arayan kişiler olarak tanımlamaktadır. Jelin, halkın anlayışını değiştirmek ve siyasi ve kültürel değişimi etkilemek için, “başlatan, teşvik eden ve enerjisini arzu edilen sonuca adayan biri olmalıdır” diye yazmaktadır. Jelin’i takip eden Lorena Oropeza, hafıza girişimcilerinin tanımını, “siyasi bir davanın hizmetinde geçmişin yeni – ya da daha önce bastırılmış – bir versiyonunu ortaya çıkarmak için kişiliklerinin ve ikna edici gücünün tüm gücünü kullanan insanlar” olarak keskinleştirmektedir. Böylece hafıza girişimcileri, yok olanların ya da devlet tarafından başka şekilde susturulanların sesini duyurmaktadır.
Rahsaan Roland Kirk, jazzın en önde gelen hafıza girişimcisi olarak, devlet şiddetini kendi başına ifşa etmek için değil, yaratıcı siyah dehanın Amerikan popüler hafızasıyla beyazla örtüldüğünü – ortadan kaybolduğunu – ortaya çıkarmak için harekete geçmiştir. Bu örtbas, insanlığa karşı kalıcı ve çözülmemiş bir suçun hizmetinde yürütülen başka bir şiddet kategorisine – kültürel şiddet – girmektedir: Amerikan ırk hiyerarşilerinin sürdürülmesi. Ancak Kirk’ün siyaseti, militan olmasına rağmen ne Siyah Güç’le ne de ona eşlik eden kültürel siyasetle tam olarak örtüşmüyordu. Siyah Sanatlar hareketiyle bağları vardı, ancak aynı anda hem kendisini hem de Jazz ve Halk Hareketini ana akım sivil haklar hareketi içinde konumlandırdı ve bunu Breadbasket Operasyonu, Martin Luther King, Jr.’ın ekonomik fırsat girişiminin bir uzantısı olarak tasavvur ediyordu. Dahası, Kirk’ün hafıza girişimciliğinin vücut bulmuş hali oluşu, yaratıcı siyah dehanın geri kazanılmasını ve hakkının korunmasını -popüler müzik pazarından haklı bir pay talep etmek ve ekonomik fırsat eşitliğini bireysel özgürlükle eşitlemek şeklinde- gerçek anlamda girişimci bir tarzda dile getirdi, tabii 60’lı yılların ırklar arası, karşı kültürel (hatta psikedelik) ve evrensel kardeşlik çerçevesi içinde. Yani Kirk, Ruth Feldstein’ın tabirini ödünç alacak olursak, yalnızca “medeni haklar” icra etmekle kalmadı, aynı zamanda Kara Güç ve karşı kültürü de oynadı – ve bunları televizyonda icra etme hakkını talep etti.
Bu kitap, Rahsaan Roland Kirk’ün, Jazz ve Halk Hareketi’nin uzun sivil haklar hareketi, Black Power ve karşı kültürün ilgili tarihlerindeki önemli yerlerini tekrar oluşturarak, bu üçünün tarihçiler tarafından yeterince takdir edilmeyen şekillerde nasıl iç içe geçtiğini göstermektedir. Önde gelen bir siyah siyaset sanatçısı olarak Kirk, popüler müzik ve siyah özgürlüğünün kesişim noktasında, medeni haklar ile siyahi iktidar ve siyaset ile kültür arasındaki çizgileri bulanıklaştıracak şekilde durmuştur.