De Omnibus Dubitandum

TARİH ÖNCESİNE AİT DİNLER ve İLKEL DİNLER

 240,00

Kategoriler: ,

Açıklama

56 s
15×20 cm
8 Ocak 2025 çıkışlıdır.

Bazen bir kimsenin teknoloji yününde “ilkel” çağdaş kabile cemiyetlerinde nelerin vuku’bulduğunu düşünmesiyle insan dininin en eski şekillerini anlayabileceği akla gelir. Geçen terim, çağdaş kabile dinlerinin eksiklik ve basitliğini ima ettiğinden dolayı herhalde isabetsizdir. Bu durumu ifade etmez. Bunla beraber, hayatını devam ettirmek için yiyecek toplama ve diğer ilkel tekniklere başvuran kabile cemiyetleri vardır ya da yakın geçmişte vardı. Hayat tarzları tarih öncesi insanınkine benzediği için, çağdaş “ilkeller”’in hayatını düşünerek tarih öncesindeki devirlerde olagelmekte bulunan ne olduğu sezmeye çalışmak tuhaf değildir. Bu, iki din tipini bir arada incelemek için bir sebeptir. Başka bir sebep daha vardır:
Eski Yakın Doğu, Çin, Hindistan vb.deki tarihi dinler, haklarında yazılı kaynaklar bulunduğu için tarihidir. Mevcut yazılı kaynaklar, kısmen yazının icadı sonucundadır. Çünkü okur yazar kültürler, zihni bilgi mükafatına ulaşırlar; tarihi dinlerin, kabileye ait ve okur yazarlık öncesi dinlerdekinden genellikle inanca ait derinlikte daha çok bir gelişme gösterdiği gerçektir.
Bu, dinleri doktrinleri hasebiyle kabul etmeye yönelen, uzak eski zamanların doktrinsiz inançlarıyla çağdaş kabile cemiyetlerininkini eşit tutmayı kolay bulan modern insanlar, özellikle batılılar için bir sebeptir. Bu davranış, bazı yönlerde yanlış yola yöneltmekteyse de, bütün bütün sebepsiz de değildir. Önceki cümlede kullanılan “inançlar” kelimesi anlamlıdır. Birçok insanlar için bir din, kişinin ona bağlı olabileceği ya da olmayabileceği bir inanış sistemidir. Bununla beraber, tarih öncesi insanı ya da çağdaş ilkel için din, şuurlu seçişten çok, geleneğin bayağı varlığının yapısından bir bölümdür.
En eski insanların dinini spekülatif nazariyelerin dışında tartışmak imkansızdır. Tarih öncesi devrine ait dinin delili yok denecek kadar azdır ve belki insan nev’indeki dini duygunun köklerinin kesin bir açıklanışı hiç olmayacaktır. Sosyal durumla insan tabiatının çok kere önceki evrimlere bağlanması açıklayışı gibi tahminler, mesela evrim nazariyesi, bazı din inceleyicilerine dinde aşağıdakilerden yukarıdakilere doğru bir devre teselsülü bulunduğunu telkin etmektedir. Çok muhtemeldir ki, insan dininin asıl kökleri hiçbir zaman açıkça bilinemeyerektir. Bununla beraber, biz, çeşitli büyük nazariyeleri gözden geçirerek bazı görüşler kazanabiliriz ve bunları anlamak için bizim, şimdiki ve yakın geçmişteki okur yazarlık öncesi kavimlerin kainat tasavvurlarını bilmemiz lazımdır.