De Omnibus Dubitandum

islamlaştırılmış Türklük ve sufileştirilmiş Şamanizm kültürü

 245,70

2 adet stokta

Açıklama

15x20cm, 132s.

Bu pahabiçilmez çaba 4 ana koldan inşa edildi. Şaman Jazz sayımız için çalışırken kendiliğindenlik bu mutmain bütünlüğe taşındı. Öncelikle söylemek gerekir ki çalışmanın ana başlığı gayet amacı ortaya koyuyor, tarihin en büyük gerçeklerinin belki de en büyüğü: “islamlaştırılmış Türklük ve sufileştirilmiş Şamanizm”.
İçeriğimize -gene de- kısa bir yazıyla göz atalım: çalışmamız büyük insan Hoppal’ın Vilmos Diószegi kaydettiği Karagasça şaman şarkıları bahsi ile edimsel olarak ŞAMAN ŞARKILARI bahsiyle bizi muazzam bir yolculuğa çıkartıyor; ki bu yol: Lapp’lerden eski Nors’lardan, Moğol Buryatlaradan Tuva şamanlarına, Yakut/Koryaklardan Nenetslere değin uzanırken, şaman’ın tüm oluşumunu ve önemlisi erginleme sürecini tüm müzikal malzeme ve enstrümanların kullanımına değin detaylandırarak ayinlerde kullanılan metinlerle birlikte önümüze koyarken Altay dağlarından Peru’ya değin uzanıyor ve resimlerle destekliyor.
“Türkiye’de Şamanizm” bahsinde ise Zorcone yetkin bir biçimde bize 7.yy’da başlayan arap istilaları ve soykırımları neticinde Kadim Bozkır’dan sökülerek alınan ve islam modifikasyonuna entegre edilen Orta asya panteonunun unsurlarını ve onların arap istilalarından sonra anadolulaşarak dönüştükleri şeyin ne olduğunu anlatırken dinler tarihinin nasıl hırsızlığın da tarihi olduğunu nefis bir şekilde ortaya koyuyor. Şamanizm arap istilalarından sonra uzamsalda ikinci uzun süreli tokadını osmanlılaştırılmış islam ile yer -aslında bu islamın da yediği tokattır))). Bir taraftan da arap şeriatının arapyarımadası haricindeki türki coğrafyalarda vasatlaşmasını, kolaylaşmasını, kaypaklaşmasını, dönüşmesini, değişmesini sağlar, sözde kabul edilen islamın kaçış çizgisi olarak şamanizm! Zorcone metni boyunca: Türkmenistan, Azerbaycan ve Türkiye batı kısmındaki âşık figüründe bulunan şamanik öğeleri inceler. Bir tedavi uzmanı olan (‘cindar’ da denen) ve ruhlarla pazarlık ederek hastaları iyileştiren, Türkiye’deki genel geleneksel şifacı olgusunu ele alır. Ocaklı adlı şifacı sınıfının oynadığı özel role (Anadolu’da gözlemlenebilen ikinci şamanik öğe kategorisine) vurgu yapar. Anadolulu şifacıların uyguladığı bazı şifa ritüelleri, Orta Asya ritüelleriyle karşılaştırarak çalışmasını noktalar.
Türkiyede Bektaşi Alevi Turna Semahı Şamanik Bir Miras Mıdır? çalışmasıyla üçüncü bir bölüm açan eserimiz “oyun” uzay kavramının çok şey gibi nasıl sistemleştirilip içinin boşaltılarak başkalaştırıldığını aktarırken sema-h oyun çalgı şarkı kavramları üzerinden kıymeti çok büyük bir bilgi aktarısını önümüze serer ve islamlaştırlmış şaman yapılarını iyice açarken şamanik hayvan yapılanmalarının kültlerinin nasıl sözde islam adı altında varlık bulan Bektaşilik Alevilik gibi yapılara entegre edildiğini ortaya koyar.
Afganistanda ve Afgan Türkmenlerde malang ve şaman yapılarının inclendiği bir diğer kıymetli bölümümüzde ise yapımız sufiler ve mistiklere doğru kayerken kadimden aldıkları ve çaldıkları şaman mirasını açmaya devam eder. Sıdky çalışmasını ve üçüncü bölümümüü şu şekilde tamamlar: “Orta Asya şamanizmine dair etnografik literatürde Afganistan’a nadiren rastlanır. Ülke nüfusunun büyük kısmının Müslüman olması, yazarların hâlâ varlığını sürdüren şamanik uygulamalara at gözlüğüyle bakmalarına yol açmış gibidir. Fakat bu makalede, Orta Asya’nın coğrafi bir uzantısı olan Afganistan’da da son derece doğal olarak o alanın daha geniş ölçekli şamanik geleneklerinin uygulandığını gördük. Görmüş olduğumuz gibi, antik şamanik öğelerin kalıntılarına özellikle türbelerle veya kutsal mabetlerle bağlantılı olarak ve malanglar gibi Afgan sofuların inanç ve uygulamalarında rastlanır. Dolayısıyla, Afganların büyük çoğunluğu Hanefi mezhebine bağlı Sünni Müslümanlar olmakla birlikte, Orta Asya şamanizmi kökenli inanç ve uygulamaların da hem kırsal hem kentli nüfusun topyekun kozmolojisinde önemli bir yeri olduğu açıktır.”
Son -final kısmımızda ise gene giriş sahnemize ama farklı bir sahadan yaklaşarak ana amaçlarımızdan biri olan şamanın müzik-söz-ritm uzayı gerçekliği noktasına yeniden temas ederek Orta Asya Bakşilerine gömülüyoruz. Özbekler, Türkmenler, Doğu Türkistan, Afgan Türkistanı üzerinden islam istilası sonrası yapılanmaların tümel kompozisyonu nasıl Sibirya Şamanlarından entegrasyona yöneldiklerini net bir şekilde anlatıp bütünümüzü tamama erdiriyoruz.