Önsöz
S. C. Theodore
Avrupa turu yaparken Mike Twain, “Fransa’da ne yaz ne kış ne de ahlak var,” demiştir. Bu bağlamda 1879’da Paris’te yazar ve şairlerden oluşan bir kulüpte “Mastürbasyon İlmi Üzerine Birkaç Düşünce” isimli konuşmasını yazdı ve okudu.
O akşam Twain oldukça ısrarlı bir şekilde konuyla boğuşmaya karar vererek elindeki konuda ne kadar usta olduğunu sergiledi.
Ama Twain’in metnine dalmadan önce sözcüklerinin neden şoke edici geldiğini ve konuşmasının pek çok yıl boyunca sansürlendiğini anlamak için tarihsel bir perspektif edinmeliyiz.
Eski Roma’da popülaritesi azami boyuta ulaştıktan sonra mastürbasyon Kiliseyi Kuranlar tarafından ayıplandı. İncillerinde spermini yere fışkırtan ve bu sapkın kabahatten dolayı Tanrı tarafından öldürülen Onan’ın (Onanism, mastürbasyon kelimesi de buradan geliyor) hikâyesini okudular. Onan’la aynı kaderi paylaşmamak için Hristiyan keşişler buz gibi suda yıkanarak “etin nefsini kırdılar”. Bazıları işi kendilerini hadım etmeye kadar götürdü. (İronik bir şekilde kilisenin “kişinin kendisine zarar vermek” olarak gördüğü şey kendini sakatlamak değil, mastürbasyondu.) 2. yüzyılda yazılan Barnabas Mektubu’nun yazarı itaatsiz penis hakkında, “Musa çükten tiksinirdi.” der.
Orta Çağlarda Katolik Kilisesi mastürbasyonun sonsuza dek cehennemde olmayı garantileyen ölümcül bir günah olduğunu ilan etti -hala geçerli olan bir inanış.
Papa’dan her ne kadar nefret etseler de Protestan Reformcular Onan’dan daha çok nefret ediyorlardı. “Onan’ın aşırı derecede kötü eylemi,” diyordu burnundan tüterek Martin Luther, “ensest veya zinadan daha bile berbat.”
Mark Twain’in zamanında doktorlar Tanrı’nın mastürbasyon yapanları bizzat tek tek avlamasa da mastürbasyonun kötü etkilerinin kesinlikle erken bir ölüme yol açacağını söylüyorlardı. 1903 yılından kalma tipik bir tıbbi metin uyarısı:
Oğlunuza cinsel organları tuttuğunda ya da harekete geçirdiğinde bütün vücudunun bundan acı çekeceğini söyleyin. Bu yüzden adına “kişinin kendisine zarar vermesi” deniyor. O günah berbat, hatta yalan söylemek ya da bir şey çalmaktan bile daha kötü. Bunlar da sapkın şeyler olmalarına ve ruhu kirletecek olmalarına rağmen kendine zarar vermesi hem ruhunu hem de bedenini kirletecektir. Bu iğrenç alışkanlık tüberküloz, felç ve kalp hastalıklarının önünü açar. Pek çok çocuğun aklını kaybetmesine sebep olmuştur; kimileri de büyüdükten sonra intihar eder.
Viktoryen gazetelerde erkek bekâret kemerleri, cinsel isteği azaltan haplar ve hatta ereksiyon halindeyken baskı yapacak metal kıskaç reklamları veriliyordu. Toplumun katı, tenkit dolu gözlerinde erillik iktidarsızlıkta kuruyup gidiyordu.
Bütün bu baskıların arasında Mark Twain tek başına bir duruş sergiledi. Satir akan kalemini çıkarıp çok iftira edilen organın savunması için kalktı, gerçek erkekliğin yalnızca cesaretini muhafaza etmekten fazlası olduğunu gösterdi.
Ve işte Mark Twain’in pübik bağımsızlık ilanı.
Mastürbasyon İlmi Üzerine
Birkaç Düşünce
Yetenekli selefim sizi “sosyal kötülük ve zina”ya karşı uyardı. Hünerli yazısında teferruatlı bir şekilde konuyu inceledi; üzerine söylenebilecek başka hiçbir şey kesinlikle yoktu. Ahlak hedefi ile iyi çalışmasını devam ettireceğim ve sizi kendi kendine zarar verme adı verilen boş zaman değerlendirme türüne karşı uyaracağım -buna bağımlı olduğunuzu görüyorum.
Gerek eski gerek yeni, sağlık ve etik konularında yazmış bütün büyük yazarlar bu heybetli konu ile karşılaşmışlardır; bu, değer ve öneminin bir kanıtıdır. Bu yazarlardan bazıları bir tarafı, diğerleri bir başka tarafı tutmuşlardır.
İlyada’nın ikinci kitabında Homeros şevkli bir şekilde, “Elinizi ya bana mastürbasyon yapmak için ya da beni öldürmek için kullanın,” der.
Commentaries’de Sezar şöyle der: “Yalnızın yoldaşıdır; terk edilmişin arkadaşı yaşlı ve iktidarsızın velinimeti; bu görkemli oyalanmaları oldukça beş parası olmayanlar bile zengindir.”
Başka bir yerde bu harika gözlemci şöyle der: “Onu oğlancılığa tercih ettiğim zamanlar var.”
Robinson Crusoe: “Bu hassas sanata ne kadar borçlu olduğumu anlatamam.”
Kraliçe Elizabeth: “Bekaretin siperidir.”
Zulu kahramanı Cetewayo: “Ötsün kuşun elinde, aksi değmez zahmete.”
Ölümsüz Franklin: “Mastürbasyon icadın anasıdır.” Ayrıca: “En sağlam ilke mastürbasyondur.”
Michelangelo ve diğer Eski Ustalar -Eski Ustalar bir kısaltma, bir hülasadır- da benzer bir dil kullanmışlardır. Michelangelo Papa İkinci Julius’a şöyle demiştir: “Kendini ihmal etmek asilce bir harekettir, kişisel gelişim yararlıdır, kendine hâkim olmak erkekçedir, ama gerçekten büyük ve esin kaynağı olan ruhlar için kendine zarar verme ile karşılaştırıldığında bunlar basit ve tatsız kaçar.”
Yazdığı en son ve en zarif şiirlerden birinde Bay Browning ondan sonsuza kadar akıllardan silinmeyecek hoş bir dizede şöyle bahseder, “Kimse bilmez ama sever, Kimse dillendirmez ama över.”
Bu meşhur sanatın savunucu ve en ünlü ustaları ondan işte böyle bahsederler. Onu kötüleyen ve karşı çıkanların sayısı da çoktur; güçlü iddialar öne sürmüş ve ona karşı keskin açıklamalar yapmışlardır.
Tartışmasız bir otorite olan Uzman Brigham Young şöyle der: “Diğer şeyle kıyaslandığında yıldız böceği ile yıldırım arasındaki fark gibidir.”
Solomon: “Ucuzluğu dışında önerilecek bir tarafı yok.”
Galen: “Bu büyük uzvu, bu hatırı sayılır organı böyle hayvani bir duruma indirgemek utanç verici. Biz bilim taraftarları ona “Büyük Çene Kemiği” lakabını taktık ki böyle bir şeyi nadiren yaparız. Onu böyle kullanmaktansa Kemiğin kafasını kesmek daha uygundur. Os frontisi böyle bir işe koşmaktansa onu kesip atmak daha iyi olur.
Büyük istatistikçi Smith Parlamento’ya verdiği Rapor’da şöyle der: “Bence bu yolda, diğer yollarda olduğundan çok daha fazla çocuk heba oldu. Bu sanatın yüksek otoritesinin onu bizim hatırımıza yetkili kıldığı inkâr edilemez; ama aynı zamanda zararlı olduğu için onu ayıp saymamız gerektiğini düşünüyorum.
Bay Darwin insan ve aşağı hayvanlar arasındaki bağın maymun olduğu teorisinden vazgeçmek durumunda kaldığı için çok üzgündü. Bence aceleci davrandı.
Bu ilmi tatbik eden insan dışındaki tek hayvan maymundur; yani bizim kardeşimizdir, aramızda bir duygudaşlık bağı ve ilişki var. Bu marifetli hayvana münasip bir kitle verirseniz diğer işlerini bir kenara koyup tahrik olacaktır; eğilip bükülmesinden ve suratındaki esrik ifadeden, performansına zeki ve insani bir şekilde önem verdiğini göreceksiniz.
Bu tahrip edici meşgaleyle aşırı derecede uğraşanları kolaylıkla ayırt edebilirsiniz. Şöyle: yeme, içme, sigara içme, bir araya gelip eğlenme, gülme, şakalaşma ve ayıp hikayeler anlatma eğilimleri olacaktır -ve çoğunlukla resim çizmek isteyeceklerdir.
Alışkanlığın sonuçları: Hafıza kaybı, cinsel güç kaybı, neşe kaybı, umut kaybı, karakter kaybı ve soy kaybı.
Cinsel münasebetin o kadar türü arasında bu en az önerilenidir. Eğlenceli bir şeye göre çok kısa sürer; bir işe göre çok yorucudur, kamu arzında ise çok para yoktur. Salonda münasip kaçmaz ve en kültürlü toplumlarda sosyal tablodan uzun zaman önce silinmiştir.
Günümüzün gelişim ve ilerleme çağında ise yüksekten atma kardeşliğine indirgendi. En terbiyeli kişiler arasında bu iki sanat artık gizlice tatbik edilir -gerçi herkes razı olduğunda ve yalnızca erkekler varsa iyi toplumlarda hala temel ah çekme üzerindeki ambargonun kaldırılmasına izin vardır.
Meşhur selefim size bütün “sosyal kötü” formlarının kötü olduğunu öğretti. Ben ise o formlardan bazılarından özellikle uzak durulması gerektiğini öğretmek isterim; yani sonuç olarak şöyle diyorum: Cinsel anlamda hayatınızı kumarda yiyecekseniz, haddinden fazla Tek Başınıza mücadele etmeyin.
Bedeninizde devrimsel bir ayaklanma hissederseniz, Vendome Column’unuzu başka bir yola sürün -içinizden çıkarmayın.